
- Select a language for the TTS:
- Turkish Female
- Turkish Male
- Language selected: (auto detect) - TR
Play all audios:
Haberler - Soner Yalçın Abone Ol Çakma tarihçi Soner Yalçın Yayınlanma: 06 Ekim 2021 Facebook ile paylaş Messenger ile gönder E-posta ile gönder Yazıları büyüt Yazıları küçült Standart boyut
İktidarın yine bir çakma tarihçisi yazdı:-“İngiltere tek kurşun atmadan İstanbul’u terk etmesinin sebebi hilafeti kaldırma sözüdür!”Bunu da öğrendik; ülkelerin ağzından söz çıkınca mutlak
yerine getirilirmiş! Ki söz verildiğine dair tek kanıt yok ama belgeye dayalı ne zaman tarih yazdılar ki?Daha kötüsü şu: Geçmişi yanlış okuduklarından bugün sürekli hata yapıyorlar.
Bilmiyorlar ki: Tarihin gerçeklerini öğrenmeyenler yanlışları sürekli yeniler...Uydurdukları efsanelere göre sözde tarihçilik yapıyorlar. Oysa. Tarih bir kılavuzdur anlayana...Bunca yıllık
iktidarlarında “tarih” yazamamalarının bir sebebi de hakikatle yüzleşmemeleri değil mi?İngilizler “halifeliğin kaldırılması” sözüyle İstanbul’u terk etmiş öyle mi? Bu derece yüzeysel işte
tarihe yaklaşımları...Bu sözü eden İngilizlerin o süreçte ülkelerinde neler yaşadığını biliyorlar mı? Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış kökeni hakkında (1870’lerden itibaren Avrupa’da
siyasi-ekonomik neler yaşandığına dair) uluslararası tarih bilgileri var mı? Ne gezer... Olsa, bu cehalet ürünü cümleyi etmez.Ne demek istediğimi açayım:ZOR DURUMDAYDI“Küreselleşme” terimi
19’uncu yüzyılın sonlarında ortaya çıktı.Küresel ticaret 1850’lerde 1,7 milyar dolar iken, 1913’de 18,7 milyar dolara yükseldi.Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki yirmi yılda ortalama büyüme
yüzde dörde çıktı.Fakat. İngilizler imalat sanayinde düşüş yaşıyordu: 1800 yılında imalat potansiyeli yüz üzerinden 73.3 ile dünya birincisiydi. (En yakın rakibi ABD 46.9 idi.)1913 yılına
gelindiğinde İngiltere 127.2 iken ABD 298.1 oldu. Üstelik ikinci sırada Almanya vardı; 137.7 ve dördüncü sırada Rusya 76.6.Bununla birlikte büyük güçlerin askeri harcamalarında başı Ruslar
çekiyordu; 101.7 milyon pound. İkinci sırada Almanya 93.4 ve üçüncü sırada İngilizler vardı; 72.5 milyon pound.Askeri harcamaları büyük olan Rusya’da Çar kendini kurtaramadı; 1917 Sovyet
Devrimi gerçekleşti. İkinci sıradaki Almanya da yenildi; imparatorluk çöktü, iç karışıklık çıktı.Ve İngiltere: Yeni topraklar kazanmasına karşın savaştan en çok zarar gören ülkelerden oldu.
1919-1923 yılları arasında ağır ekonomik kriz yaşadı. İşçi eylemleri, işsizlik ve enflasyon hızla arttı. (1921 yılında işsiz sayısı 2 milyon 700 bine ulaşarak rekor kırdı.)Keza:Ulusçuluk
yayılıyordu; bağımsızlık savaşı veren İrlanda ile savaşıyordu. Sömürgelerini kontrol edecek askeri harcamalarının yükünü kaldırmakta zorlanıyordu. Örneğin: Hindistan da boğazına kadar
batmıştı. Tek kurşun atmadan (!) 1922’de Mısır’ın ve on yıl sonra da Irak’ın bağımsızlığını tanıdı.İngiltere; Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya, Güney Afrika Birliği gibi sömürgesi Dominyon
ülkelere 1923 yılında bağımsız dış politikalarını uygulama hakkı verdi. Uzatmayayım.“Yeni sömürgecilik” doğuyordu; askeri güç kullanmadan ülkeleri ekonomik olarak işgal etmek! Yani... İngil
tere, hammadde-işgücü ülkelerini askeri güçle işgal etmeden “uygarlaştırıyoruz” diyerek kaynaklarına el koymayı devreye soktu...HURAFECİ KAFAKafasını hurafe tarihçilikten kaldırmayanlar
Lozan’da en büyük tartışmanın Türkiye ile İngiltere arasındaki kapitülasyonların kaldırılması konusunda yaşandığını kavramak istemiyor. Lozan görüşmeleri bu sebeple yarıda kesildi.
Türkiye’nin kararlılığını görüp imzalamak zorunda kaldılar. İngiliz muhalefeti “itibarımızı yerle bir ettiniz” diye hükümeti topa tuttu. İktidar da “Ankara’nın Sovyet Devrimi etkisine
girmesinden korktuk” dedi.Artık hiçbir etkisi olmayan “Osmanlı halifesini” kim umursuyordu acaba? İngiltere projesi olan Haşimi soyundan Şerif Hüseyin’in “halifeliğine” filan girmeyeyim
şimdi! Ki Kur’an’da -dini değil siyasi bir kavram olan- “hilafet-halifelik” geçmez...Saçmalığa dönersek hurafeci tarihçilere göre, İngiltere Hindistan’daki Müslümanları “başsız” bırakmak
için halifeliği kaldırtmıştı! Peki... -Örneğin- Halife Abdülmecit Müslümanlara sürekli “Hintlilere uyup ayaklanmayın” çağrısında bulunmadı mı? Olaylar sırasındaki zararlarının karşılanması
için İngilizlere bin sterlin vererek yardım kampanyası başlatmadı mı? Haydarabad tarihi şu açıklıkla yazmıyor mu: “İngiltere ayaklanmayı bastırmak için Osmanlı halifeliğinin manevî nüfuzunu
devamlı kullanmıştır.”Osmanlı halifesinin, İngilizleri karşısına alma pahasına Hintlileri desteklediğine ancak tarih bilmeyenler inanır.Toparlarsam:Bugün 6 Ekim...İstanbul’u işgalden
kurtaran büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’e minnet borçluyuz.Ne demişti:Geldikleri gibi giderler...Aynı çakma tarihçiler gibi!