- Select a language for the TTS:
- Turkish Female
- Turkish Male
- Language selected: (auto detect) - TR
Play all audios:
Halk hikayeleri, 16. yüzyıldan beri tarihimizde yer almakta olup, hikaye türünün en eski örnekleridir. Halk hikayeleri, kulaktan kulağa zamanda yolculuk yaparak, günümüze kadar ulaşmıştır.
Halk hikayelerini, diğer sözlü edebiyat türlerinden ayıran kendine has birtakım özellikleri bulunmaktadır. Halk hikayeleri bölümlerden oluşmakta olup, her bir bölümün işlevi birbirinden
ayrıdır. HALK HİKAYELERİNİN ÖZELLİKLERİ Hikaye türünün bilinen en eski örneği olan halk hikayeleri, destandan modern hikaye kültürüne geçişin anahtarıdır. Halk hikayeleri 16. Yüzyılda ortaya
çıkmış olup, genellikle aşıklar tarafından anlatılmaktadır. Halk hikayeleri genel olarak nazım-nesir, yani düzyazı şeklindeki şiir formatında yazılmaktadır. Halk hikayeleri kulaktan kulağa,
nesilden nesle geçerek günümüze ulaşmaktadır. Lakin destanların aksine halk hikayeleri her zaman olağanüstü ögeler içermemektedir. Yani halk hikayeleri olağanüstü müdür sorusunun cevabı
zaman zamandır. Zira halk hikayeleri de, yer yer masal ve destan özelliklerini göstermektedir. Halk hikayelerinin özelliklerini genel olarak sıralamak gerekirse: * Bölümlerden oluşmaktadır,
* Nazım-Nesir karışık yazılmaktadır, * Oldukça uzunlardır, * Halkın içinde oluşmuş ve halk dili kullanılmaktadır, * Anonimlerdir, * İçerisinde bazı kalıplaşmış sözler bulunmaktadır, *
Genellikle aşk konusu işlenmektedir, * Kendi içlerinde bir mantık örgüsüne dayanmaktadır, * Kulaktan kulağa anlatıldığından, aynı hikayenin farklı türleri ile karşılaşmak mümkündür, * Halk
hikayelerinde geçen zaman çoğunlukla belirsizdir, * Gerçekliğe daha yakındır, içerisinde olağanüstü ögeler nadir ve azdır, * İlahi bir bakış açısından anlatılmaktadır HALK HİKAYELERİ
KONULARINA GÖRE KAÇA AYRILIR? Halk hikayelerinin sınıflandırılması, Macar Türkolog Ignac Kunos tarafından yapılmıştır. Bu sınıflandırmaya göre Kunos, halk hikayelerini konularına göre
ayırmıştır. Lakin Alman dilinde halk hikayesi teriminin karşılığı olmadığından Kunos, halk hikayesi yerine roman terimini kullanmıştır. O halde halk hikayeleri konularına göre kaça ayrılır?
Halk hikayeleri konularına göre 3'e ayrılmaktadır. Bu sınıflar: Kahramanlık romanı, saz şairlerinin romanı ve saz şairlerinin kahramanlık romanı. Lakin bu sınıflandırma tam olarak doğru
olmadığından günümüzde kullanılmamaktadır. Günümüzde kullanılan halk hikayelerinin sınıflandırmasını Pertev Naili Boratav yapmıştır. Bu sınıflandırmaya göre halk hikayeleri konularına göre
aslen 3' ayrılmaktadır. Bu sınıflandırma; kahramanlık hikayeleri, aşk hikayeleri ve bu kategorilere bütünüyle girmeyen hikayelerdir. HALK HİKAYELERİNİN BÖLÜMLERİ Halk hikayeleri genel
olarak 5 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler; fasıl, döşeme, hikayenin asıl konusu, sonuç ve dua ile efsanedir. Halk hikayelerinin bölümlerini kısaca anlatmak gerekirse; * FASIL: Halk
hikayesini dinleyecek kişiyi ısıtmak için söylenen tekerlemelerden oluşan bölümdür. * DÖŞEME: Kalıplaşmış sözcüklerden oluşan klasik bir giriş kısmıdır. Hikayenin yeri, zamanı ve
karakterleri burada anlatılır. * HIKAYENIN ANA KONUSU: Hikayenin olayı burada anlatılır. * SONUÇ VE DUA: Hikayelerin bitiş bölümüdür ve hikaye bittikten sonra bir dua okunur. * EFSANE:
Hikayenin sonunda gerçekleşen efsanevi bir olaydan bahsedilir. HALK HİKAYELERİ ANONİM MİDİR? Destanlar ve masallarla bazı alanlarda benzerlik gösteren halk hikayeleri anonim midir sorusunun
cevabı evettir. Halk hikayeleri de anonim eserlerdir, yazarı belli değildir. HALK HİKAYELERİ OLAĞANÜSTÜ MÜDÜR? Halk hikayeleri olağanüstü müdür sorusunun cevabı her ne kadar yukarıda
verilmiş olsa da, sık sorulan bir soru olduğu için ayrıca ele almak gereklidir. Halk hikayeleri aslında olağanüstü ögeleri çok az ve nadir içermektedir. Örneğin Ferhat'ın, Şirin için
dağları delmesi hikayesindeki tek olağanüstü nokta Ferhat'ın dağı delebilmesidir. Görüldüğü üzere halk hikayelerinde olağanüstü ögeler masal ve destanlara kıyasla yok denecek kadar
azdır. HALK HİKAYELERİ KİMLER TARAFINDAN ANLATILIR? Halk hikayeleri sözlü edebiyatın birer ürünüdür. Bu hikayeler kulaktan kulağa anlatılmaktadır. Lakin halk hikayeleri aşıklar, ozanlar
tarafından da bir müzik enstrümanı eşliğinde söylenip, anlatılmaktadır. HALK HİKAYELERİ NASIL BİTER? Halk hikayeleri genellikle mutlu sonla bitmemektedir. Genellikle aşıklar birbirine
kavuşamadan ölmekte ve öteki dünyada bir araya gelmektedirler. Bundan mütevellit de halk hikayelerinin sonunda bir efsane bölümü yer almaktadır. Bu efsane birbirine kavuşamadan ölen
aşıkların hala birbirlerine bağlı olduklarını göstermektedir. HALK HİKAYELERİ ÖRNEKLERİ Halk hikayeleri örneklerinin başında Dede Korkut hikayeleri gelmektedir. Zira bu türe geçiş eseri
olarak bilinen ilk örnek olarak karşımıza Dede Korkut hikayeleri çıkmaktadır. Bunun haricinde ise Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı ve Leyla ile Mecnun hikayeleri bu türün temsilcileridir.
Halk hikayesi hiç okumayanlar için Ferhat ile Şirin hikayesi aşağıdadır: _"Mehmene Banu kız kardeşi Şirin için bir köşk yaptırmak ister. Köşkü süsleme işini o yörenin en usta
süslemecisi Ferhat'a verir. Ferhat, çalışırken Şirin'i görür ve ona aşık olur. Lakin Mehmene Banu, Ferhat'ı sevmektedir. Bu nedenle Şirin'le evlenmesine karşı çıkar.
Ferhat bir gezi sırasında Amasya kentinin hükümdarı Hürmüz Şah ile tanışır. Hürmüz Şah, Ferhat'ın başına gelenleri dinleyince onu yanına alır. Birlikte Erzen'e giderler. Hürmüz
Şah, Şirin'i Ferhat için Mehmene Banu'dan ister. Mehmene Banu karşı çıkınca iki hükümdar birbirlerine savaş açarlar. Savaş sırasında Hürmüz Şah'ın oğlu da Şirin'e aşık
olur. Savaş sonunda yenilen Mehmene Banu her şeyi bırakarak kaçar. Şirin, Amasya'ya getirilir. Oğlunun da Şirin'e âşık olduğunu öğrenen Hürmüz Şah, güç durumda kalır. En sonunda
Ferhat'a başarılması güç bir iş verir ve bu işi başarması koşuluyla Şirin'e kavuşabileceğini söyler._ _Ferhat, Amasya yakınlarındaki bir dağı delecek ve kente oradan su
getirecektir. Ancak bu işi başarırsa Şirin'le evlenebilecektir. Ferhat büyük bir coşku ile işe koyulur ve bir süre sonra işin sonuna yaklaşır. Ferhat'ın bu işi başaracağını anlayan
Hürmüz Şah, çalıştığı bir dağda Ferhat'a yaşlı bir kadınla Şirin'in öldüğü haberini yollar. Bu yalan habere inanan Ferhat, Şirin'in ölüm acısına dayanamaz ve dağları deldiği
gürzünü canına kıymak amacıyla havaya fırlatır ve yere düşen gürzün altında kalarak ölür._ _Ferhat'ın ölüm haberini alan Şirin de bir hançerle kendini öldürür, iki sevgiliyi yan yana
gömerler. Efsaneye göre; her bahar Ferhat'ın mezarı üstünde kırmızı, Şirin'in mezarı üstünde beyaz bir gül ve aralarında da bir diken çıkmaktadır."_