Türk yemeklerinin lüks sunumu

feature-image

Play all audios:

Loading...

ir insanın evladından daha değerli bir şey olabilir mi? Kesinlikle olamaz, hangi yaşta olursa olsun bir evladın rahatsızlanması, sakat kalması, ölmesi bir anne baba için en büyük üzüntüdür.


Ne diyelim, Allah kimseye evlat acısı tattırmasın. Son zamanlarda yakın doktor arkadaşım Prof. Dr. Alper Kaya da oğlu rahatsızlanınca paniğe kapılmıştı. Anne baba sağlıkçı olunca tabii sorun


daha da büyümüştü. Neyse ki Cerrahpaşa’nın değerli Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kamil Kaynak zamanında müdahalede bulundu da aile de bizler de rahatladık. Alper Bey, Yıldız ve Kamil


Kaynak çiftini yemeğe davet ettiğinde olay sırasında ona destek olan Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu ile eşi, yardımcısı Prof. Dr. Turgut İpek ve eşi


ile birlikte bendeniz de davetten nasibimi aldım. Alper Bey, The Marmara Oteli’nin en üst katında muhteşem manzarası olan RAİKA’yı ayarlamış, menüyü de kendisi hazırlayıp bizleri davet etti.


DAMAKLAR YINE ŞENLENDI Uzun zamandır birbirlerini görmeyen dostlar olarak son derece keyif aldık. Menüyü Alper Bey bol keseden hazırladığı için normal bir insanın yiyebileceğinden çok daha


fazla yemekle karşılaştık. Zaten menü hazırlanırken lokantadakiler, “hepsi bir kişi için mi” diye sormuşlar. Alper Bey de evladının iyileşmesinin mutluluğu içinde “evet, evet “ diye


cevaplamış. Baştan zeytinyağlı enginarlar, salatalar bol bol geldi önümüze, öylesine güzel bir sohbet vardı ki, hepsini nasıl yedim hatırlamıyorum bile. Ardından humus üstü karides vardı,


lezzetliydi, ama porsiyon abartılmıştı, bitiremedim bile... Son zamanlarda nereye gitsem humusla karşılaşıyorum. Arap turistlerin artmasından mıdır nedir bilmiyorum, bana biraz ağır geliyor.


Ana yemek olarak sunulan lokum bonfileler kıvamında pişmişti, belli ki en kaliteli etler seçilmişti, ama yanında sunulan iç pilav lapa gibiydi, yiyemedim. Tatlı olarak Antakya’nın tahinli


kabak tatlısı geldi, çok severim, yanında dondurma ile daha da bir güzel olmuş. Alper Bey ne ödedi, bilmiyorum, ama ucuza çıkmadığımızı tahmin edebiliyorum. Raika, manzarası ve servis


kalitesi ile yabancı misafirlerinizi rahatlıkla götürebileceğiniz bir lokanta. Özellikle Türk yemeklerini de merak ediyorlarsa... BIR DEFADA KAÇ MIDYE YIYEBILIRSINIZ? Haberi duyduğumda


inanamadım, Burak Ayan diye bir üniversite öğrencisi bir oturuşta 310 adet, evet yanlış duymadınız üçyüz on adet midye yemiş. Nerede yemiş, Beşiktaş’tan Çırağan’a doğru giderken sağda


bulunan MİDYECİ AHMET’te. Merak edip biz de gidiyoruz. Eskiden seyyar midyecilik yapan Ahmet Bey, şimdi dükkan açmış. Hem kokoreç, hem midye dolma, hem midye tava, hem de midyeli pilav


satıyor. Gittiğimizde kendisi yoktu, tanışamadık. Midye dolmalar ufak, ufak da ben ancak üç tane yiyebildim. Yanında bir porsiyon kokoreç de yedim. Kokoreç lezzetli ve kıvamında pişmişti,


ama midyeler biraz soğuk geldi. Bir türlü 310 midye yemenin mümkün olabileceğini hayal edemedim. Hele duvarda asılı Burak Ayan’ın resmini görünce iyice şaşırdım, zayıf sportmen bir


delikanlı. Demek onlar bizlere göre çok daha fazla yiyebiliyor.