Sedat peker’i ‘sedet’leştirmek

feature-image

Play all audios:

Loading...

Sedat Peker her geçen gün daha da korkunç iddiaları dile getiriyor, üstelik her birini kendine göre belgeleyerek. Gerçi video yayınlamama konusundaki açıklaması bana hiç mantıklı gelmiyor


ama neyse... Başta muhatapları olmak üzere bu VAHIM IDDIALARI DEĞIL CEVAPLAMAK, YALANLAYAN BILE YOK. Harekete geçilmesi, anında işlem başlatması gerekirken herkes ölü taklidi yapıyor.


Dolayısıyla savcıların sessizliğinden söz etmek artık anlamsız. Belli ki bu KORKUNÇ IDDIALAR karşısında yargı hiç harekete geçmeyecek. Savcılar sessiz ama emniyet zaman zaman harekete geçip,


Sedat Peker’e yönelik operasyonlarını sürdürüyor. Son operasyon haberi, internet sitelerinde şöyle yer aldı: “SUÇ ÖRGÜTÜ LIDERI SEDAT PEKER’E YÖNELIK OPERASYONDA ELE GEÇIRILEN BILGI VE


DELILLER DOĞRULTUSUNDA YENI BIR OPERASYON DÜZENLENDI. 15 ŞÜPHELI GÖZALTINA ALINDI.” Haberlere göre Sedat Peker ile ilişkili olduğu ileri sürülen bu kişiler, restoran zincirini yağmalamış,


mağdurları korkutmuş. Yani bir zamanlar AK Parti için mitingler yapan, oy isteyen, AK Parti’ye muhalefet eden tanınmış insanları ölümle tehdit eden Sedat Peker’in, birdenbire yasa dışı bazı


şeyler yaptığı fark edilmiş. Bir başka deyişle, belki de siyasi tarihimizin en önemli skandallarını anlatan ismin, bunları ortaya koyar koymaz aniden bir takım “YASA DIŞI FAALIYETLERI” 


olduğu fark edilmiş. İddiaların araştırılmasına gerek görülmemiş ama Sedat Peker’in ilişkide olduğu bilinen isimlere operasyon düzenlenmiş. Anlaşılan o ki; tıpkı bir zamanlar ‘KARDEŞ’ 


statüsünde olan SURIYE LIDERI BEŞAR ESAT, nasıl bir anda “ESED” olduysa, yine bir zamanlar iktidarı militanca savunan Sedat Peker de ‘SEDET’ Peker statüsüne alınmış. Fakat bu durumda


atlanılan bir nokta var. Eğer Sedat Peker’in yayınladığı sosyal medya mesajlarının yorumlar bölümü ciddi ciddi okunursa, ‘SEDETLEŞTIRME’ sürecinin, ‘ESEDLEŞTIRME’ süreci kadar kolay olmadığı


anlaşılır. Tüm kamuoyu araştırmaları, halkın ezici çoğunluğunun organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Peker’in sözlerine resmi makamların açıklamalarından daha çok güvendiğini apaçık


ortaya koyuyor. İngiliz iş insanı RICHARD BRANSON’un altı kişilik bir ekiple uzaya yaptığı seyahat “UZAYA GIDEN ILK MILYARDER” başlığı ile haberleştirildi. Ki bu bilgi tamamen yanlış. Çünkü 


Branson’dan önce de uzaya giden/çıkan başka iş insanları da oldu. O uçuşu gerçekleştirenler de onun kadar zengin mi, değil mi bilmiyorum ama UZAYA GIDEN ILK IŞ INSANININ BRANSON OLMADIĞI


GERÇEK. Uzay uçuşu gerçekleştiren diğer isimleri internetten bulabilirsiniz. Benim dikkat çekeceğim, UZAY UÇUŞU GERÇEKLEŞTIREN ILK TÜRK IŞ INSANI OLAN DURMUŞ DÖVEN. Durmuş Döven Lojistik


sektörünün lider firmalarından REYSAŞ’IN YÖNETIM KURULU BAŞKANI OLAN DURMUŞ DÖVEN, havacılığa da meraklı biri. Aynı zamanda pilotluk da yapıyor. Ve o da çocukluk hayalinin peşinden gidip


uzay yolculuğu gerçekleştirdi. ÜSTELIK BRANSON’DAN TAM 9 YIL ÖNCE. Kendisini ‘FEZANOT’ olarak tanımlıyor. Uzaya çıktığı için bu sıfatı kullanma hakkı da olabilir tabii. 2012 yılında, SIBIRYA


NIZHY NOVOGRAD UZAY ÜSSÜ’NDEN, Mig-29 tipi bir uçakla havalanıp 78 bin feet (24 kilometre) yükselerek stratosfere ulaştı.Durmuş Döven de tıpkı Branson gibi O YÜKSEKLIKTEN DÜNYAYA BAKMANIN


NE KADAR BÜYÜLEYICI olduğunu anlata anlata bitiremiyor. Korktuğunu da itiraf ediyor ama fırsatı olsa yine aynı deneyi seve seve yapmaya hazır olduğunu vurguluyor. Durmuş Döven’in, Bronson’un


uzay seyahatine dair ilginç bir bakış açısı da var: “BEN O SEYAHATTE BASINCA DAYALI ÇOK AĞIR KIYAFETLER GIYDIM. BRONSON ISE GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ ILE UZAYA GITTI. ARADA BIR FARK VAR.” Bir iş insanı


olarak Döven, uzay seyahatini karlı bir yatırım olarak değerlendiriyor ve ekliyor: “ARTIK BIRÇOK ÜLKE BU YATIRIMI YAPIYOR VE FIYAT DÜŞECEK. YAKINDA BU SEYAHATLER TÜRKIYE’DEN DE


BAŞLAYABILIR”. Ülkede gerçekten komik olaylar oluyor ama artık hiçbirimizin gülmeye de mecali kalmadı. Gezi olaylarının ardından ÇARŞI GRUBU ÜYELERINE “DARBECILIK” SUÇLAMASIYLA DAVA 


açılmıştı. Doğal olarak hepsi beraat etti ama Yargıtay kararı bozunca yargılama yeniden başladı. Beşiktaş’ın dünya çapındaki bu taraftar grubu yargılandığı sırada hakimin “DARBE YAPMAYA


ÇALIŞTINIZ MI?” sorusuna grubun önde gelen isimlerinden Cem Yakışkan, “DARBE YAPACAK GÜCÜMÜZ OLSA BEŞIKTAŞ’I ŞAMPIYON YAPARDIK” cevabını vermişti. BU ZEKA DOLU YANIT BILE BAŞLI BAŞINA


DAVANIN ABSÜRTLÜĞÜNÜ ORTAYA KOYUYOR ZATEN. Fakat Çarşı ısrarla cezalandırılmaya ve mahkum edilmeye çalışılıyor. Haksızlığa, hukuksuzluğa, her türlü zulme karşı, duruşuyla her kesimin,


anlayışın ve futbol taraftarının sempatisini ve saygısını kazanan ÇARŞI’YA ‘DARBECI’ DEMEK EN HAFIF TABIRLE TÜRK SIYASI TARIHINE AYIP ETMEK DEMEK. OYSA ÇARŞI, KADINA ŞIDDETE, NÜKLEER


ENERJIYE, IRKÇILIĞA KARŞI, ÇEVREYI KIRLETENLERE KARŞI. Bunlar suçsa zaten hepimizi yargılamanız gerekir. Ayrıca Çarşı, köy okullarına yardıma koşan, Kızılay’a kan bağışı yapan, kışın evleri


çöken depremzedelerle birlikte üşüyen, bir dilim ekmeğini muhtaçlarla paylaşan, birçok toplumsal olayda farkındalık yaratan eylemleriyle ön plana çıkan bir grup olarak zaten herkesin


gönlünde taht kurdu. ŞUNU BIR YERE NOT EDIN. BU DAVANIN SONUNDA IRI PUNTOLARLA TARIHE ŞÖYLE NOT DÜŞÜLECEK: ÇARŞI DARBEYE DE KARŞI! Bu ülkenin gençleri iki hafta önce bir şok yaşadı.


Üniversite sınavına giren 2 MILYON 607 BIN 903 ÖĞRENCi özellikle matematik soruları karşısında çaresiz kaldılar. Tüm eğitimcilerin ortak görüşü matematik sorularının çok ama çok zor olduğu


yönündeydi. Elbette tüm sınavlarda ayırt edici sorular olur. Bunların zorluk dereceleri de başarılı öğrencileri üst sıralara taşır. Fakat bu son sınavda öğrencilerin karşısına çıkan


matematik sorularına herkes tepkili. Uzmanlar bu sınavda MATEMATIK SORUSU ÇÖZME ORTALAMASININ 4 YA DA 5 olmasını bekliyor. Zaten ülke olarak PISA türü sınavlarda da başarımız son derece


düşük. Fakat bu yıl gençler pandemi koşullarında uzaktan eğitimin yarattığı sıkıntıları da sırtlayıp sınava girdi. Bunu da göz önünde bulundurarak şu soruyu sormak gerekmez mi: “SIZ BU


EĞITIM SISTEMINDE BU ÇOCUKLARA NE ÖĞRETTINIZ DE BU KADAR ZOR SORULARA YANIT BEKLIYORSUNUZ? SIZCE GENÇLERIMIZ UZAKTAN EĞITIMLE, TELEVIZYONDAN ALDIKLARI BILGILERLE BÖYLE ZOR BIR MATEMATIK


SINAVINA HAZIRLANABILDILER MI?” Denilebilir ki, “ELEŞTIRI KOLAY. AMAÇ BAŞARILI ÖĞRENCILERI ARADAN SEÇEBILMEK”. İyi ama milyonlarca genci hayata küstürmek, özgüvenlerini yok etmek başlı


başına daha büyük bir sorun değil mi? BIR YANDAN Z KUŞAĞINI ANLAMAKTAN SÖZ EDILIYOR, DIĞER YANDAN HIÇBIR PLANLAMA YAPILMADAN ÇOCUKLARIMIZI EZIYORUZ. Bu ne yaman çelişki! Türkiye’de aşılama


son hızla sürüyor ama görünen o ki yeni varyantlarla koronavirüs, aşıdan daha hızlı hareket ediyor. Sağlık Bakanlığı özellikle yeni varyant Delta Plus için uyarıyor ve önünün alınması için


sırası gelenin aşı olması gerektiğinin altını çiziyor. Fakat her türlü uyarıya rağmen, AŞIYA KARŞI DIRENÇ SÜRÜYOR. Üstelik yeni vaka sayısı yine artışa geçti. Yani önümüzde büyük tehlike


var, UZMANLAR 4. DALGA IÇIN UYARIYOR. “ARTIK AŞI SORUNU YOK, HERKES AŞI OLABILIR” diye sevinirken, aşı karşıtları yüzünden milyonlarca kişi yine çaresiz kalacak. Aşıdan kaçmak, OKULLARIN


AÇILMAMASI, EKONOMIK KRIZIN DERINLEŞMESI, SOSYAL HAYATIN NORMALE DÖNMEMESI demek. Aşıdan kaçmak, SEVDIKLERIMIZI KAYBETMEK, ACI ÇEKMEYE DEVAM ETMEK DEMEK. Kim bilir belki de bu beladan


kurtulmak için yasal önlemler almak gerekiyor. Bir kişinin sadece, “BEN AŞIYA KARŞIYIM” diyerek herkesi tehlikeye atmasının bir şekilde önlenmesi gerekiyor. NETICEDE BIR YANDA BILIM DIĞER


YANDA HURAFELER VAR.