Şuara suresi okunuşu ve anlami: türkçe tefsiri, arapça yazilişi, fazileti, diyanet meali

feature-image

Play all audios:

Loading...

Sure adını, 224. ayette yer alan “eş-Şu’ara” teriminden almıştır. Bu bağlamda Şuara, şairler manasına gelmektedir. Şuara Suresi Kur’an-ı Kerim’in 26. suresi olarak bilinmektedir. Ancak sure


indirilme sırasına dikkat edildiğinde 47. Sırada yer almaktadır. Şuara Suresi, müşriklerin Kur’an’ın vahiy dışından geldiğine yönelik yalanlamaları üzerine indirilmiştir. HABERIN DEVAMI__


Şuara Suresi’nde birçok surede olduğu gibi Allah’ın birliği tekrar edilmektedir. Bunun yanı sıra; Kur’an-ı Kerim’in kaynağı, peygamberlik ve ahiret inancı konularına da değinilmektedir.


Müslümanların örnek alması ve ders çıkarması için de bazı peygamberlerin kıssaları anlatılmaktadır. Bu bağlamda, Şuara Suresi, Müslümanlar için oldukça bilgi verici bir kaynaktır. Bu surede


Kur’an-ı Kerim’in şairler tarafından oluşturulduğu iddiası da çürütülmektedir. Şuara Suresi, müminler tarafından sevilerek okunan ve ezberlenen bir suredir. Bu bağlamda aşağıda paylaşılan


bilgilerle; Şuara Suresi’nin hem okunuşuna hem de detaylı mealine erişim mümkündür. ŞUARA SURESI TÜRKÇE OKUNUŞU 1.Ta sım mım 2.Tilke ayatül kitabil mübın 3.Lealleke banıun nefseke ella


yekunu mü'minın 4.İn neşe' nünezzil aleyhim mines semai ayeten fe zallet a'nakuhüm leha hadııyn 5.Ve ma ye'tıhim min zikrim miner rahmani muhdesin illa kanu anhü


mu'ridıyn 6.Fe kad kezzebu fe seye'tıhim embaü ma kanu bihı yestehziun 7.E ve lem yerav ilel erdı kem embetna fıha min külli zevcin kerım 8.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane


ekseruhüm mü'minın 9.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 10.Ve iz nada rabbüke musa eni'til kavmez zalimın 11.Kavme fir'avn e la yettekun 12.Kale rabbi innı ehafü ey


yükezzibun 13.Ve yedıyku sadrı ve la yentaliku lisanı fe ersil ila harun 14.Ve le hüm aleyye zembün fe ehafü ey yaktülun 15.Kale kella fezheba bi ayatina inna meaküm müstemiun


16.Fe'tiya fir'avne fe kula inna rasulü rabbil alemın 17.En ersil meana benı israiyl 18.Kale e lem nürabbike fına velıdev ve lebiste fına min umürike sinın 19.Ve fealte


fa'letekelletı fealte ve ente minel kafirın 20.Kale fealtüha izev ve ene mined dallın 21.Fe ferartü minküm lemma hıftüküm fe vehebe lı rabbı hukmev ve cealenı minel murselın 22.Ve tilke


nı'metün temünnüha aleyye en abbedte benı israıl 23.Kale fir'avnü ve ma rabbül alemın 24.Kale rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma inküntüm mukının 25.Kale li men havlehu ela


testemiun 26.Kale rabbüküm ve rabbü abaikümül evvelın 27.Kale inne rasulekümüllezı ürsile ileyküm le mecnun 28.Kale rabbül mesrikı vel mağribi ve ma beynehüma in küntüm ta'kılun 29.Kale


leinittehazte ilahen ğayrı le ec'alenneke minel mescunın 30.Kale e ve lev ci'tüke bi şey'im mübın 31.Kale fe'ti bihı in künte mines sadikıyn 32.Fe elka asahü fe iza hiye


sü'banüm mübın 33.Ve nezea yedehu fe iza hiye beydaü lin nazırın 34.Kale lil melei havlehu inne haza lesahırun alım 35.Yürıdü ey yuhriceküm min erdıküm bi sıhrihı fe maza te'mürun


36.Kalu ercih ve ehahü veb'as fil medaini haşirın 37.Ye'tuke bi külli sehharin alım 38.Fe cümias seharatü li mıkati yevmim ma'lun 39.Ve kıyle lin nasi hel entüm müctemiun


40.Leallena nettebius seharate in kanuhümül ğalibın 41.Fe lemma caes seharatü kalu li fir'avne einne lena le ecran in künna nahnül ğalibın 42.Kale neam ve inneküm izel le minel


mükarrabın 43.Kale lehüm musa elku ma entüm mülkun 44.Fe elkav hıbalehüm ve ısıyyehüm ve kalu bi ızzeti fir'avne inna le nahnül ğalibun 45.Fe elka musa asahü fe iza hiye telkafü ma


ye'fikun 46.Fe ülkıyes seharatü sacidın 47.Kalu amenna bi rabbil alemın 48.Rabbi musa ve harun 49.Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le


sevfe ta'lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn 50.Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun 51.İnna natmeu ey yağfira lena rabbüna


hatayana en künna evvelel mü'minın 52.Ve evhayna ila musa en esri bi ıbadı inneküm müttebeun 53.Fe ersele fir'avnü fil medaini haşirın 54.İnne haülai le şirzimetün kalılun 55.Ve


innehüm lena le ğaizun 56.Ve inna le cemıun hazirun 57.Fe ahracnahüm min cennativ ve uyun 58.Ve künuziv ve mekamin kerım 59.Kezalik ve evrasnaha benı israıl 60.Fe etbeuhüm müşrikıyn


61.Felemma terael cem'ani kale ashabü musa inna le müdrakun 62.Kale kella inne meıye rabbı seyehdın 63.Fe evhayna ila masa enıdrib bi asakel bahr fenfeleka fe kane küllü firkın ket


tavdil azıym 64.Ve ezlefna semmel aharın 65.Ve enceyna musa ve mem meahu ecmeıyn 66.Sümme ağraknel aharın 67.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın 68.Ve inne rabbeke le


hüvel azızür rahıym 69.Vetlü aleyhim nebee ibrahım 70.İz kale li ebıhi ve kavmihı ma ta'büdun 71.Kalu na'büdü asnamen fe nezallü leha akifın 72.Kale hel yesmeuneküm iz ted'un


73.Ev yenfeuneküm ev yedurrun 74.Kalu bel vecedna abaena kezalike yef'alun 75.Kale e feraeytüm ma küntüm ta'büdun 76.Entüm ve abaükümül akdemun 77.Fe innehüm adüvvül lı illa rabbel


alemın 78.Ellezı halekanı fe hüve yehdın 79.Vellezı hüve yut'ımünı ve yeskıyn 80.Ve iza merıdtü fe hüve yeşfın 81.Vellezı yümıtünı sümme yuhyın 82.Vellezı at'meu ey yağfira lı


hatıy'etı yevmeddın 83.Rabbi heb lı hukmev ve elhıknı bis salihıyn 84.Vec'al lı lisane sıdkın fil ahırın 85.Vec'alnı miv veraseti cennetin neıym 86.Vağfir li ebı innehu kane


mined dallın 87.Ve la tuhzinı yevme yüb'asun 88.Yevme la yenfeu malüv ve la benun 89.İlla men etellahe bi kalbin selim 90.Ve üzlifetil cennetü lil müttekıyn 91.Ve bürrizetil cehıymü li


ğavın 92.Ve kıyle lehüm eyne ma küntüm ta'büdun 93.Min dunillah hel yensuruneküm ev yentesırun 94.Fe kübkibu fıhahüm vel ğavun 95.Ve cünudü iblıse ecmeun 96.Kalu ve hüm fıha yahtesımun


97.Tellahi in künna le fı dalalim mübın 98.İz nüsevvıküm bi rabbil alemın 99.Ve ma edalleha illel mücrimun 100.Fe ma lena min şafiıyn 101.Ve la sadıkın hamım 102.Fe lev enne lena kerraten fe


nekune minel mü'minın 103.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın 104.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 105.Kezzebet kavmü nuhınil murselın 106.İz kale lehüm


ehuhüm nuhun ela tettekun 107.İnni leküm rasulün emın 108.Fettekullahe ve etıy'un 109.Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 110.Fettekullahe ve


etıy'un 111.Kalu enü'minü leke vettebeakel erzelun 112.Kale vema ılmı bima kanu ya'melun 113.İn hısabühüm illa ala rabbı lev teş'urun 114.Ve ma ene bi taridil


mü'minın 115.İn ene illa nezırum mübın 116.Kalu le il lem tentehi ya nuhu le tekunenne minel mercumın 117.Kale rabbi inne kavmı kezzebun 118.Fettah beynı ve beynehüm fethav ve neccinı


ve mem meıye minel mü'minın 119.Fe enceynahü ve mem meahu fil fülkil meşhun 120.Sümme ağrakna ba'dül bakıyn 121.İnne fı zalik le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın 122.Ve inne


rabbeke le hüvel azızür rahıym 123.Kezzebet adünil murselın 124.İz kale lehüm ehuhüm hudün ela tettekun 125.İnnı leküm rasulün emın 126.Fettekullahe ve etıy'un 127.Ve ma es'elüküm


aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 128.E tebnune bi külli riy'ın ayeten ta'besun 129.Ve tettehızune mesanıa lealleküm tahlüdun 130.Ve iza betaştüm betaştüm cebbarın


131.Fettekullahe ve etıy'un 132.Vettekullezı emeddeküm bima ta'lemun 133.Emeddeküm bi en'amiv ve benın 134.Ve cennativ ve uyun 135.İnnı ehafü aleyküm azabe yevmin azıym


136.Kalu sevaün aleyna e veazte em lem teküm minel vaızıyn 137.İn haza illa hulükul evvelın 138.Ve ma nahnü bi müazzebın 139.Fe kezzebuhü fe ehleknahüm inne fı zalike le ayeh ve ma kane


ekseruhüm mü'minın 140.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 141.Kezzebet semudül murselın 142.İz kale lehüm ehuhüm salihun ela tettekun 143.İnnı leküm rasulün emın 144.Fettekullahe ve


etıy'un 145.Ve ma es'elüküm aleyhi men ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 146.E tütrakune fı ma hahüna aminın 147.Fı cennativ ve uyun 148.Ve züruıv ve nahlin tal'uha hedıym


149.Ve tenhıtune minel cibali büyuten farihın 150.Fettekullahe ve etıy'un 151.Ve la tütıy'u emral müsrifın 152.Ellezıne yüfsidune fil erdı ve la yuslihun 153.Kalu innema ente


minel müsahharın 154.Ma ente illa beşerum mislüna fe'ti bi ayetin in künte mines sadikıyn 155.Kale hazihı nakatül leha şirbüv ve leküm şirbü yevmim ma'lum 156.Ve la temessuha bi


suin fe ye'huzeküm azabü yevmin azıym 157.Fe akaruha fe asbehu nadimın 158.Fe ehazehümül azab inne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın 159.Ve inne rabbeke le hüvel


azızür rahıym 160.Kezzebet kavmü lutınil murselun 161.İz kale lehüm ehuhüm lutun ela tettekun 162.İnnı leküm rasulün emın 163.Fettekullahe ve etıy'un 164.Ve es'elüküm aleyhi min


ecr in ecriye illa ala rabbil alemın 165.E te'tunez zükrane minel alemın 166.Ve tezerune ma haleka leküm rabbüküm min ezvaciküm bel entüm kavmün adun 167.Kalu leil lem tentehi ya lutu


le tekunenne minel muhracın 168.Kale innı li ameliküm minel kalın 169.Rabbi neccinı ve ehlı mimma ya'melun 170.Fe necceynahü ve ehlehu ecmeıyn 171.İlla acuzen fil ğabirın 172.Sümme


demmernel aharın 173.Ve emtarna aleyhim metara fe sae metarul münzerın 174.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın 175.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 176.Kezzebe


ashabül eyketil murselın 177.İz kale lehüm şüaybün ela tettekun 178.İnnı leküm rasulün emın 179.Fettekullahe ve etıy'un 180.Ve ma es'elüküm aleyhi min ecr in ecriye illa ala rabbil


alemın 181.Evfül keyle ve la tekunu minel muhsirın 182.Vezinu bil kıstasil müstekıym 183.Ve la tebhasün nase eşyaehüm ve la ta'sev fil erdı müsidın 184.Vettekullezı halekaküm vel


cibilletel evvelın 185.Kalu innema ente minel müsahharın 186.Ve ma ente illa beşerum mislüna ve in nezunnüke le minel kazibın 187.Fe eskıt aleyna kisefem mines semai in künte mines sadikıyn


188.Kale rabbı a'lemü bi ma ta'melun 189.Fe kezzebuhü fe ehazehüm azabü yevmiz zulleh innehu kane azabe yevmin azıym 190.İnne fı zalike le ayeh ve ma kane ekseruhüm mü'minın


191.Ve inne rabbeke le hüvel azızür rahıym 192.Ve innehu le tenzılü rabbil alemın 193.Nezele bihir ruhul emın 194.Ala kalbike li tekune minel münzirın 195.Bi lisanin arabiyyim mübın 196.Ve


innehu lefı zübüril evvelın 197.E ve lem yekül lehüm ayeten ey ya'lemehu ulemaü benı israıl 198.Ve lev nezzelnahü ala ba'dıl a'cemın 199.Fe karaehu aleyhim ma kanu bihı


mü'minın 200.Kezalike seleknahü fı kulubil mücrimın 201.La yü'minune bihı hatta yeravül azabel elım 202.Fe ye'tiyehüm bağtetev ve hüm la yeş'urun 203.Fe yekul hel nahnü


münzarun 204.E fe bi azabina yesta'cilun 205.E feraeyte im metta'nahüm sinın 206.Sümme caehüm ma kun yuadun 207.Ma ağna anhüm ma kanu yümetteun 208.Ve ma ehlekna min karyetin illa


leha münzirun 209.Zikra ve ma künna zalimın 210.Ve ma tenezzelet bihiş şeyatıyn 211.Ve ma yembeğıy lehüm ve ma yestetıy'un 212.İnnehüm anis sem'ı le ma'zulun 213.Fe la


ted'u meallahi ilahen ahara fe tekune minel müazzebın 214.Ve enzir aşiratekel akrabın 215.Vahfıd cenahake li menit tebeake minel mü'minın 216.Fe in asavke fe kul innı berıüm mimma


ta'melun 217.Ve tevekkel alel azızir rahıym 218.Ellezı yerake hıyne tekum 219.Ve tekallübeke fis sacidın 220.İnnehu hüves semıul alım 221.Hel ünebbiüküm ala men tenezzelüş şeyatıyn


222.Tenezzelü ala külli effakin esım 223.Yülkunes sem'a ve ekseruhüm kazibun 224.Veş şüaraü yettebiuhümül ğavun 225.E lem tera ennehüm fı külli vadiy yehımun 226.Ve ennehüm yekulune ma


la yef'alun 227.İllellezıne amenu ve amilus salihati ve zekerullahe kesırav ventesaru mim ba'di ma zulimu ve seya'lemüllezıne zalemu eyye münkalebiy yenkalibun HABERIN


DEVAMI__ ŞUARA SURESI TÜRKÇE ANLAMI HABERIN DEVAMI__ 1.Ta Sin Mim. 2.Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir. 3.Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye adetâ kendini helak edeceksin! 4.Biz


dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar 5.Rahmân'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler. 6.Onlar (Allah'ın


âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek. 7.Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik. 8.Şüphesiz


bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar. 9.Şüphesiz senin Rabbin, elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. 10, 11.Hani Rabbin


Mûsâ'ya, "Zalimler topluluğuna, Firavun'un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?" diye seslenmişti. 12.Mûsâ şöyle dedi: "Ey Rabbim! Muhakkak ki


ben, beni yalanlamalarından korkuyorum." 13."Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn'a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap)." 14."Bir de onlara


karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım." 15.Allah dedi ki, "Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi)


işitmekteyiz." 16."Firavun'a gidin ve deyin: "Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz", 17."İsrailoğullarını bizimle beraber gönder." 18.Firavun şöyle


dedi: "Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin." 19."(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün).


Sen nankörlerdensin." 20.Mûsâ şöyle dedi: "Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım." 21."Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım.


Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı." 22."Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir."


23.Firavun, "Âlemlerin Rabbi de nedir?" dedi. 24.Mûsâ, "O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir."


25.Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) "dinlemez misiniz?" dedi. 26.Mûsâ, "O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir" dedi. 27.Firavun, "Bu


size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir" dedi. 28.Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir" dedi.


29.Firavun, "Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim." 30.Mûsâ, "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi. 31.Firavun,


"Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu," dedi. 32.Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. 33.Elini koynundan çıkardı, bir de


ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş. 34.Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, "Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır" dedi. 35."Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak


istiyor. Ne dersiniz?" 36.Dediler ki: "Onu ve kardeşini alıkoy.Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder." 37."Sana bütün usta sihirbazları getirsinler." 38.Böylece


sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya getirildiler. 39.İnsanlara da "Siz de toplanır mısınız?" denildi. 40."Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara


uyarız" (dediler.) 41.Sihirbazlar gelince, Firavun'a, "Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?" dediler. 42.Firavun, "Evet, hem o takdirde mutlaka


bana yakın kimselerden olacaksınız" dedi. 43.Mûsâ onlara, "Hadi ortaya atacağınız şeyi atın" dedi. 44.Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve


"Firavun'un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz" dediler. 45.Mûsâ da asasını attı. Bir de ne görsünler, asâ onların düzdükleri sihir takımlarını yutuyor. 46.Bunun üzerine


sihirbazlar derhal secdeye kapandılar. 47."Âlemlerin Rabbine inandık" dediler. 48."Mûsâ'nın ve Hârûn'un Rabbi'ne." 49.Firavun, "Ben size izin vermeden


ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi.


50.Sihirbazlar şöyle dediler: "Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz." 51."(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını


umuyoruz." 52.Biz Mûsâ'ya, "Kullarımı geceleyin yola çıkar, muhakkak ki takip edileceksiniz" diye vahyettik. 53.Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.


54.Dedi ki, "Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur." 55."Şüphesiz onlar bize öfke duyuyorlar." 56."Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz." 57, 58.Biz de


Firavun'un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık. 59.İşte böyle yaptık ve onlara, İsrailoğullarını mirasçı kıldık. 60.Firavun ve adamları gün


doğarken onları takibe koyuldular. 61.İki topluluk birbirini görünce Mûsâ'nın arkadaşları, "Eyvah yakalandık" dediler. 62.Mûsâ, "Hayır!, Rabbim şüphesiz benimledir, bana


yol gösterecektir" dedi. 63.Bunun üzerine Mûsâ'ya, "Asan ile denize vur" diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. 64.Ötekileri de oraya


yaklaştırdık. 65.Mûsâ'yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. 66.Sonra ötekileri suda boğduk. 67.Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi. 68.Şüphesiz


ki senin Rabbin elbette mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. 69.Ey Muhammed! Onlara İbrahim'in haberini de oku. 70.Hani o babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?"


demişti. 71."Putlara tapıyoruz ve onlara tapmağa devam edeceğiz" demişlerdi. 72.İbrahim dedi ki: "Onlara yalvardığınızda sizi işitiyorlar mı?" 73."Yahut size fayda


veya zararları dokunur mu?" 74."Hayır, ama biz babalarımızı böyle yaparken bulduk" dediler. 75, 76.İbrahim şöyle dedi: "Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri


gördünüz mü?" 77."Şüphesiz onlar benim düşmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur." 78."O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir." 79."O,


bana yediren ve içirendir." 80."Hastalandığımda da O bana şifa verir." 81."O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır." 82."O, hesap gününde, hatalarımı


bağışlayacağını umduğumdur." 83."Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat." 84."Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan


kıl." 85."Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle." 86."Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır." 87."(Kulların) diriltilecekleri gün beni


utandırma!" 88."O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!" 89."Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka." 90.Cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara


yaklaştırılacak. 91, 92, 93.Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, "Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar


mı?" denilecek. 94, 95.Artık onlar ve o azgınlar ile İblis'in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. 96.Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler:


97."Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz." 98.Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk." 99.Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular


saptırdı." 100.İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok." 101."Candan bir dostumuz da yok." 102.Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak. 103.Elbet bunda


bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi. 104.Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. 105.Nûh'un kavmi de Peygamberleri yalanladı. 106.Hani


kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" 107."Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." 108."Artık


Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." 109."Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."


110."O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!" 111.Dediler ki: "Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız." 112.Nûh şöyle


dedi: "Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?" 113."Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!" 114."Ben inananları kovacak


değilim." 115."Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 116.Dediler ki: "Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!" 117.Nûh şöyle dedi: "Ey


Rabbim! Kavmim beni yalanladı." 118."Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar." 119.Derken biz onu ve beraberindekileri dolu


geminin içinde (taşıyıp) kurtardık. 120.Sonra da geride kalanları suda boğduk. 121.Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 122.Şüphesiz senin Rabbin mutlak


güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. 123.Âd kavmi de peygamberleri yalanladı. 124.Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz


mısınız?" 125."Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." 126."Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." 127."Buna


karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir." 128."Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor


musunuz?" 129."İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?" 130."Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız." 131."Artık Allah'a


karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." 132, 133, 134."Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah'a karşı gelmekten


sakının." 135."Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum." 136.Dediler ki: "Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir."


137."Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir." 138."Biz azaba uğratılacak da değiliz." 139.Böylece onlar Hûd'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları


helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 140.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 141.Semûd kavmi de Peygamberleri


yalanladı. 142.Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" 143."Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."


144."Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!" 145."Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan


Allah'a aittir." 146, 147, 148."Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?" 149."Bir


de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz." 150."Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." 151, 152."Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran


haddi aşmışların emrine itaat etmeyin." 153.Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin." 154."Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi


bize bir mucize getir." 155.Salih, şöyle dedi: "İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır." 156."Sakın


ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar." 157.Derken onu kestiler, fakat pişman oldular. 158.Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret


vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 159.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 160.Lût'un kavmi de peygamberleri yalanladı. 161.Hani kardeşleri


Lût onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" 162."Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." 163."Artık Allah'a


karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin." 164."Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir." 165,


166."Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz." 167.Dediler ki: "Ey


Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!" 168.Lût şöyle dedi: "Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım."


169."Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar." 170, 171.Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini


kurtardık. 172.Sonra diğerlerini helâk ettik. 173.Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi! 174.Şüphesiz


bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 175.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 176.Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.


177.Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" 178."Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim." 179.Artık


Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. 180."Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."


181.Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın." 182."Doğru terazi ile tartın." 183."İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak


karışıklık çıkarmayın." 184."Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının." 185.Onlar şöyle dediler: "Sen ancak büyülenmişlerdensin." 186.Sen sadece


bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz." 187."Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür." 188.Şuayb, "Rabbim


yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi. 189.Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi. 190.Şüphesiz bunda bir


ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. 191.Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır. 192.Şüphesiz bu Kur'an, âlemlerin Rabbi'nin


indirmesidir. 193, 194, 195.Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir. 196.Şüphesiz bu (Kur'an'ın indirileceği)


öncekilerin kitaplarında da vardı. 197.İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir? 198, 199.Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine


indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı. 200.İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk. 201, 202, 203.Onlar, farkında olmadan ansızın


kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar. 204.Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar? 205.Ey Muhammed! Ne


dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak, 206.Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?) 207.(Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler


onlara fayda sağlamazdı. 208.Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helak etmedik. 209.Bu bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz. 210.O Kur'an'ı şeytanlar indirmemiştir.


211.Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez. 212.Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır. 213.Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra


azaba uğratılanlardan olursun! 214.(Önce) en yakın akrabanı uyar. 215.Mü'minlerden sana uyanlara kanatlarını indir. 216.Eğer sana karşı gelirlerse, "Şüphesiz ben sizin yaptığınız


şeylerden uzağım" de. 217, 218, 219.Namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah'a tevekkül et. 220.Şüphesiz O


hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 221.Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? 222.Onlar, her günahkâr yalancıya inerler. 223.Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu


ise yalancıdır. 224.Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar. 225, 226.Görmez misin ki onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve yapmadıkları şeyleri söylerler. 227.Ancak iman edip salih


amel işleyen, Allah'ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka. Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir. HABERIN DEVAMI__ ŞUARA SURESI KONUSU


HABERIN DEVAMI__ Ağırlıklı olarak Allah’ın birliği, peygamberlik, vahiy ve âhiret inancı gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’den, onun kaynağından, şanının yüceliğinden ve


müşriklerin Kur’an karşısındaki tutumundan bahsedilmekte, örnek ve ibret alınması için bazı peygamberlerin kıssaları ve tebliğlerinden kesitler verilmektedir. Bu kıssalarda tarih sürecinde


insan karakterinin değişmediğine, bu sebeple insanda gerçeği inkâr etme eğiliminin her dönemde görülebileceğine, insanoğlunun zenginlik, iktidar, nüfuz ve şöhret düşkünlüğüne, kitlesel


kültür ve ideolojilere körü körüne bağlılığına dikkat çekilmektedir. Kur’an’ın bir şair tarafından meydana getirildiği iddiaları çürütülmekte; gerçeği kabul etmeyen dönemin şairleri


yerilmekte, ancak mümin ve makbul şairlerin de bulunduğu ifade edilmektedir. ŞUARA SURESI TEFSIR (KUR'AN YOLU) Bazı sûrelerin başında bulunan bu tür harflere _“hurûf-ı mukattaa_” adı


verilmektedir (bilgi için bk. Bakara 2/1). Sûre başlarındaki hurûf-ı mukattaadan sonra genellikle kitaptan, âyetlerden veya vahiyden söz edilmektedir. Nitekim burada da aynı üslûp


kullanılmıştır. “_Apaçık kitap_” ifadesinden kastedilenin hangi kitap olduğu konusunda farklı görüşler olmakla birlikte müfessirlerin çoğunluğu bunun Kur’an olduğu kanaatindedir (Râzî, XXIV,


118; Şevkânî, IV, 91; İbn Âşûr, XIX, 92; bu konuda bilgi için ayrıca bk. Ra‘d 13/1; Hicr 15/1). “Apaçık” diye tercüme ettiğimiz mübîn kelimesi_ “açıklayıcı”_ anlamına da gelmektedir. Buna


göre Kur’an âyetleri gelişigüzel söylenmiş sözler değil; anlamı açık, doğruluğunda şüphe olmayan ve gerçekleri açıklayan ilâhî kitabın âyetleridir. Bu sebeple ona şanına yakışır bir şekilde


saygı gösterilmesi ve emirlerinin yerine getirilmesi gerekir.