Televizyon Şeytanı - Tüm Köşe Yazıları - Sayfa 1

feature-image

Play all audios:

Loading...

Kara Para Aşk'ın son bölümünde, Komiser Ömer'e sıkılan kurşunlar, birbirini takip eden "turnalar" gibi yavaşlatılıp ekranda yavaş çekim uçmaya başlad! İyi bir dizi Kara


Para Aşk. Tamam, başrolde Tuba Büyüküstün’ün oyunculuğu çok sınırlı ama (hele bir de elini kolunu sallamaya başladı mı, hiç çekilmiyor), en azından karşısındaki Engin Akyürek oynamayı


biliyor, yan rollerdeki karakterlerin çoğu da birinci sınıf olduğundan (benim favorim Saygın Soysal) iyi bir polisiye olarak bir sürü müdavimi var. Hikayede fena değil, bazen bildik


filmlerden, dizilerden fazlasıyla esinlenilmiş hissini veriyor da olsa, akıyor gidiyor haftalardır. Temposu, müziği falan da kıvamında giderken ne olduysa oldu, son bölümün son sahnesinde


birdenbire yönetmenimiz (Ahmet Katıksız) coşuverdi. Komiser Ömer’e ölümüne sıkılan kurşun sahnesinde, ateşlenen “iki kurşun”, birbirini takip eden “turnalar” gibi yavaşlatılıp ekranda yavaş


çekim uçmaya başladı. Kamera gözümüz oldu, takip ettik ve sonunda ilkinin omuzuna, ikincisinin de göğsüne saplandığına tanıklık ettik! İyi de bu dizi, örneğin Spielberg’in, Er Ryan’ı


Kurtarmak filminde yaptığı türden, yeni kamera tekniklerinin usturuplu bir biçimde popüler bir filmde kullanıldığı bir iş değildi ki. İronik olan, izleyicinin bu görüntülerden etkilenmek bir


yana, anında tepki göstermesi, tiye alması, sosyal medyada alay konusu yapmasıydı. Yıllardır bir çok filmde, dizide kullanılan, ağır çekim kurşun sahnelerinin, suya tirit bir yönetmenliğin


yapıldığı bir dizide kullanılmasının nasıl bir garabet örneği olabileceği de böylece anlaşılmış oldu.