Pişmanım... - Magazin Haberleri

feature-image

Play all audios:

Loading...

_Röportaj: Filiz ŞEREF Fotoğraf: Zeynel Abidin AĞGÜL_ Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2011 00:00 1991 TÜRKIYE ÜÇÜNCÜ VE AVRUPA DÖRDÜNCÜ GÜZELI DEFNE SAMYELI, HAYATINDA YENI BIR SAYFA AÇTI. “SON


BEŞ YILDIR DOĞRULARIM VE YANLIŞLARIMLA KENDIMI YENIDEN KEŞFETTIĞIM VE YENIDEN DOĞDUĞUM MÜTHIŞ BIR EVREYI YAŞIYORUM” DIYEN SAMYELI, ELELE DERGISINE VERDIĞI RÖPORTAJDA YAKINDA BIR HABER


PROGRAMI ILE TEKRAR IZLEYICI KARŞISINA ÇIKACAĞINI SÖYLEDI. HABERIN DEVAMI__ DEFNE SAMYELİ FOTOĞRAFLARI TESCILLI BIR GÜZELSINIZ. HIÇ, IÇTEN IÇE “GÜZEL OLMAK, HAYATA 1-0 ÖNDE BAŞLAMAKTIR” DIYE


DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ OLUYOR MU? - Yaptığım işte doğal olarak güzellik bir avantaj. Dünya güzeli olmam gerekmiyor. Ama eli yüzü düzgün olanlar, yüzünde belirgin kusuru olanlara oranla elbette daha


şanslı televizyonda. İşi bir yana bırakacak olursak, kadın-erkek hepimiz sosyal varlıklarız. Aynada önce kendimizle, hayatın içinde de başka insanlarla devamlı yüz yüzeyiz. İlk izlenimi


veren, yüzümüz, fiziksel özelliklerimiz. Bu nedenle, güzellik hayata 1-0 önde başlamaksa, bu durumu kendine özen gösteren, bakımlı olan herkes avantaja dönüştürebilir. Kişinin güzelliği


tartışılabilir ama bakımı asla. Özenilmiş olan, güzeldir. 38 YAŞINDASINIZ. EN NET OLARAK, HAYATTA NEYI ÖĞRENDIĞINIZI SÖYLEYEBILIRSINIZ? - Benimle ilgili tek söz sahibi olması gereken kişinin


aynada gördüğüm kişi olduğunu, kulak vermem gereken tek sesin de iç sesim olduğunu öğrendim. ŞU ANDA, HAYATIN HANGI EVRESINDE OLDUĞUNUZU DÜŞÜNÜYORSUNUZ? - Son beş yıldır, doğrularım ve


yanlışlarımla kendimi yeniden keşfettiğim ve yeniden doğduğum müthiş bir evreyi yaşıyorum. KÜÇÜK YAŞTA BÜYÜK ACILARLA TANIŞTIM “Şu olay olmasaydı, ben asla bugünkü Defne olamazdım” dediğiniz


bir olay var mı? - Babamı 13 yaşında kaybetmem. 18 yaşında televizyonda canlı yayın sorumluluğu üstlenmem. İkinci çocuk hayali kurduğum bir dönemde rahim kanseri ile tanışmam. HAYATTA


“KEŞKE”LERINIZ VAR MIDIR? - Hiçbir zaman! Her olanda ve olmayanda bir hayır olduğunu düşünenlerdenim. GÜÇLÜ BIR KADIN IMAJI ÇIZIYORSUNUZ. BU KADAR SAĞLAM DURABILMEYI NASIL BAŞARIYORSUNUZ? -


Çok küçük yaşlarda büyük acılarla tanışmış olmama bağlıyorum bunu. Babayı, sağlığı, varlığı kaybetmek hayatımın her döneminde beni korkular karşısında özgürleştirdi sanki. Olumsuz durumlarla


nasıl mı baş ediyorum? Sakinlikle! Direnmeden. En kötü olayda bile öğrenilecek büyük dersler var. Kendime önce üzülmek için belli bir süre verir, sonra gözyaşımı siler, bundan ne öğrendim


ona bakarım. MEDYA BENİ MIKNATIS GİBİ KENDİNE ÇEKİYOR Güzellik yarışmasından çıkanlar genelde oyunculuk yapıyor. Siz niye medyayı seçtiniz? - Medya 18 yaşındayken geldi ve beni buldu. Ben


iletişimci olarak doğduğuma inanıyorum. Kendimi en mutlu hissettiğim zamanlar, başkalarına -canlı yayında olsun, sohbet ederken olsun, yazarken olsun- bir şeyler anlattığım zamanlar. Zaman


zaman sektör değiştirmeyi düşünsem de medya beni çok güçlü bir mıknatıs gibi içine çekiyor. Yazmak da çok önemli benim için. Gazeteyi bıraktım. Şimdi kitap yazıyorum. TEKRAR HABER PROGRAMI


SUNMAK ISTIYOR MUSUNUZ? BU KONUDA PLANLARINIZ VAR MI? - Haberle profesyonel bağlantımı hiç koparmadım. Sanırım hücrelerime işledi. Birkaç ay birbirinden farklı formatlar üzerinde kafa


yorduktan sonra yine bir haber programı formatıyla ekrana dönmeye karar verdim. Beni çok heyecanlandıran bir proje. Gelecek aydan itibaren yayında olmayı umuyorum, zira bir haberci olarak


seçim dönemini kaçırmak istemiyorum. ŞAN EĞİTİMİ ALMAYA DEVAM EDİYORUM Bir albüm çalışmanız olmuştu. Müzikle bağlantınız ne durumda? - New York’ta iki medya koçum var, yıllardır ders


aldığım. Bunlardan biri aynı zamanda operacıları ve Broadway yüzlerini çalıştırıyor, ses ve şan eğitimi veriyor. Geçen yıl ilk kez beni bir de şarkı söylerken dinlemek istedi, utana sıkıla


söyledim. Bunun üzerine eğitimi tamamen şan eğitimine çevirmeye karar verdik! Profesyonel bir hedefim yok. Müzik çocukluğumdan beri hayatımın önemli bir parçası ve şarkı söylerken dünyanın


en mutlu insanıyım. Şan eğitimine ve ailemin kulaklarını yormaya devam ediyorum anlayacağınız. OYUNCULUĞU HIÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? - 21 yaşındayken ABD’de bir yakınım aracılığıyla önemli olduğunu


sonradan anladığım bir teklif aldım. Önemsemedim. Sonra da çok pişman oldum. Ondan beri kafamın bir yerinde hep vardır. Ama çok gençken yaptığım şov programlarının içine komiklik olsun diye


hazırladığımız skeçler dışında kendimi oyuncu olarak sınama şansım hiç olmadı. Onlarda da pek parlak değildim doğrusu. Belki de oyunculuk yeteneğim sıfırdır, kimbilir! Beni heyecanlandıracak


bir rol, bir proje olursa kim ne der diye hiç düşünmem, yaparım. Olmazsa “Ne fenaymışım” der, güler geçerim. HABERIN DEVAMI__ KIZLARIM İÇİN CANIMI VERİRİM Biri 14, biri 7 yaşında iki kız


annesi olmak nasıl bir duygu? Hayat kızlarla nasıl gidiyor? - Benim için hayattaki en büyük mucize onlar. Bebekliklerinden beri kızlarıma çok şefkat verdim. Şimdi bu şefkati fazlasıyla geri


alıyorum. Bana çok düşkünler. Arkadaşlarımdan bile kıskanırlar. Böyle bir sevgiye nasıl bağımlı olmazsınız? Kızlarım için canımı veririm. “Evde trafik polisi gibiyim; kızlar, kediler,


köpekler…” dediniz. Sizde hep bir çekip çevirme, müdahale etme durumu mu var? - Başka çarem yok. Hayatım boyunca bulunduğum ortamın çekip çevireni ben oldum. Başkası bu göreve talip olsa,


seve seve yerimi ona bırakırım. Zannetmeyin ki her şeyi düşünüp çekip çevirmekten büyük keyif alıyorum. HABERIN DEVAMI__ PEK CESUR BİRİ DEĞİLİM Kendinizi bize anlatacak beş sıfat sayabilir


misiniz? - Sonsuz empati sahibi, çok duygusal, feci disiplinli, çalışkan ve de kesinlikle alıngan. Sizin çılgınca bir şey yapma ihtimaliniz yok sanırım... - Valla, pek çılgın biri değilim.


Geçen yaz bir parasailing yaptım diye kendimi dünyanın en cesur insanı ilan ettim, düşünün yani!