
- Select a language for the TTS:
- Turkish Female
- Turkish Male
- Language selected: (auto detect) - TR
Play all audios:
_Hürriyet Eğitim_ Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2017 09:55 YÜKSEKÖĞRETIME GIRIŞ SINAVI DEĞIŞTI. SISTEMIN YENI ADI ARTIK YKS. UZMANLARA GÖRE, BU YARIŞTA EN ÖNEMLI STRATEJI; ÇOCUKLARIN
ÖĞRENMEYE MOTIVE OLMASI VE AILELERIN KAYGILARININ ESIRI OLMAMASI. HABERIN DEVAMI__ 2018-2019 eğitim öğretim yılında uygulanacak yeni üniversite sınav sistemi belli oldu. Geçtiğimiz günlerde
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın açıklamalarına göre yeni sistemin adı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS). Öğrenciler, veliler, öğretmenler hatta eğitimciler bile hala bu sistemin
nasıl gerçekleşeceğini tartışıyor. Uzmanlar ise velilere bu tartışma içinde kaygının esiri olmamalarını öneriyor. Üniversiteye giriş sisteminde yapılan değişiklikler öğrencilerin ve
velilerin farklı tepkilerine neden oldu. Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asiye Kumru, değişen ihtiyaçların zaman içinde sistem değişikliğini de zorunlu
kıldığını belirterek, değişikliklerin doğası gereği belirsizliği beraberinde getireceğini, bunun ise insanda kaygı ya da endişe yaratacağını söyledi. Kumru şöyle devam etti: “Hele de yapılan
değişiklik gençlerin gelecekteki mesleğini ve ne yapacağını etkileyen bir değişiklik ise kaygı katsayısı çok çok daha yüksek olur. Bu nedenle konuya çok daha dikkatli ve hassas yaklaşılması
gerekiyor. Sınav sisteminde yapılan değişikliğin iki temel özelliği var. Birincisi yapılan değişikliğin yöntemi diğeri ise içeriği. Yöntem açısından değişikliğin zamanlaması pek çok sorunu
beraberinde getirdi. Öğrenciler eski sisteme hazırlanırken, hazırlık sürecinin ortasında anlık bir kararla tüm yarışın koşullarının değişmesi, elbette hem aileyi hem genci maddi ve manevi
zora soktu. Bu karmaşıklığın tüm öğrencilerde aynı etkiye sahip olacağı ve benzer şekilde etkileneceği unutulmamalı. Bu konuda çok fazla endişeye gerek yok.” HABERIN DEVAMI__ “ONLARIN
ÖĞRENME MOTİVASYONUNU DESTEKLEYİN” Ergenlik döneminde gençler üzerinde akranlarının etkisi yüksekken bu dönemin anne-baba desteğine ise en çok ihtiyaç duydukları dönem olarak öne çıktığını
belirten Doç. Dr. Kumru, ebeveynin kaygısının bulaşıcı olduğunu ve onları endişeli veya kaygılı görünce çocukların kaygısının da arttığını söyledi. Ebeveynlere “kaygıyı bulaştırmayın”
uyarısında bulunan Kumru, şöyle konuştu: “Türk aileleri elbette eğitime çok önem veriyor ancak şu aşamada sistemi bilmek zor, henüz detayları açıklanmış değil. Anne-babanın aşina olması
neredeyse imkânsız. Bu nedenle kendi deneyimlerinden yola çıkarak çocuklarına verecekleri yönlendirmeler yanlış olabilir. Aileler kaygı ve endişelerinin esiri olmasınlar. Eğer çocuklarınıza
yapıcı bir şekilde destek olmak istiyorsanız; serinkanlı ve sakin olmanız şart. Çünkü anne-babanın kaygısı arttıkça daha fazla kontrolcü olma isteği duyuyorlar. Bu da gençlerin baskı
algısını ve stres katsayısını artırıyor. Buna gerek yok. Bu yarışta çocuklar öğrenmeye motive olmalı yapabilecekleri en iyi strateji onların öğrenme motivasyonunu desteklemek. Tekrar tekrar
sınava girilir, daha hayatın çok başındalar. Yeter ki öğrenciler stres ve baskıdan uzak, psikolojik sağlığını koruyarak verimli şekilde hazırlanıp sınava girsinler…”